20 Ağustos 2008 Çarşamba

pembe hanım^ın düşleri -iki-



Pembe bugün geldiğinde ona yine bir önceki karşılaşmamızın ortamını hazırlamıştım.. çember inşasına malzeme bırakmama yöntemi..ve geçen defadan öğrendiğim çikolataya hayır diyemeyen pembe..

Önce ortalığı kolaçan ediyor.. sonra cevapsız bırakmıyor çağrımı; masaya geçiyoruz birlikte.. çikolatanın bu daveti daha cazip hale getirdiğini kabul etmeliyim.. belki de tümüyle cazibeyi çikolatanın yarattığını..
Pembe^ye sunuyorum bildiğim tüm oyunları ve oyuncakları.. aslında bunlar daha önceki karşılaşmalarımızda da onunla paylaşmak istediğim ama görmezden geldiği oyunlar..
birlikte geçirdiğimiz zaman; pembe^nin neleri gerçekleştirebildiğini belirlemeye yönelik bir süreç.. bu yüzden pek çok oyunu deniyorum.. daha önce eliyle ittiği ama içimde bir yerlerde hayır bunu yapabilirsin dedirten tüm oyunları yeniden denediğimde yüzüm gülüyor.. yapabiliyor..

cesaret alarak bunlardan yan yana olmaları dışında kabul edemeyeceği küpleri tekrar çıkarıyorum ortaya.. olmuyor.. yine sadece yan yana duruşları kabul edilebilir.. ikisini alıp yükseltmeye çalışsam boylarını pembe^nin kulakları tırmalayan bağırışına hedef oluyorum. Nasıl karşı koyabilirim ki.. bir çember çizip içinde dans edecek kadar malzemesi olmadığından belki de küpleri kaldırmaya başladığımda itiraz etmiyor.. ona da veriyorum kutuya yerleştiriyoruz küpleri birlikte..

yere geçiyoruz bir ara.. daha önce dizdiği büyük boncukları çıkarıyorum bu defa ortaya.. bir de kalın bir ip.. dizmeye başlıyorum ipe boncukları.. pembe itiraz ediyor bana.. ben ipe, pembe ipten yere.. yan yana diziyor boncukları.. ben ipe o yere.. devam ediyoruz mücadeleye.. çok kızdı bana bakışından belli..
tüm boncuklar bir kez ipte bir kez yerde olduktan sonra ipi uzatıyorum pembe^ye.. alıyor ipi.. şaşırdım.. bir de büyük boncuk dizmeye çalışıyor kendince.. olmadığını anlayınca elime tutuşturuyor ipi.. yardım ediyorum ona.. tüm boncuklar ipe dizildi.. şimdi tekrar çıkaralım , bitirelim oyunu , diyorum ama kime.. her boncuk çıkışında yine aynı çığlıklar.. vazgeçmiyorum .. boncukların tümü yerde.. açıyorum poşeti bir boncuğu alıp içine atıyorum.. bakıyorum o da takip ediyor beni.. boncuklar poşette.. oyun bitti..

bugün ucunu yakaladık denebilir, bir şeyleri başka bir şeyin içine koymayı sevebiliriz.. top sepetini alıp döküyorum tüm topları yere.. sonra topluyoruz pembe^yle tek tek.. basket diyerek.. şimdi daha da sevinçliyim.. .
pembe^de her defasında kavuştuğu çikolata için yapamayacağım yok der gibi..

yerdeyiz.. elimde bardak-tarak-kaşık-diş fırçası-bebek olan bir sepet.. bardağı alıp elime bebeğe içiriyorum.. sonra pembe^ye uzatıyorum.. o da aynısını yapıyor.. seviniyorum .. ama onun gözü sepette.. tümünü deviriyor yere.. ve içindeki pembe kaşığı alıyor.. yüzünde zafer tebessümü.. o an^dan sonra kaşıkla pembe^yi ayırmak mümkün değil.. her girişimim havada asılı kalıyor.. o küçük pembe kaşıkla öyle mutlu ki.. elinde kaşık dönüyor durmadan.. öyle ki yere düşüyor arada bir.. hiçbir şey olmamış gibi kalkıyor devam ediyor dönmeye..
ilgisini çekmek için başka bir yöne; göstermediğim kalmıyor denebilir odada olanlardan.. yok faydasız..bu pembe kaşık her şeyin yerine geçiyor..ders bitti! deyinceye dek ben.. biraz sancılı bir ayrılık oluyor kaşıktan.. gözyaşları içinde iniyoruz ecem olduğu yere..




Hiç yorum yok: