18 Aralık 2010 Cumartesi

Adam


^….Küçük Prens pilota pek çok şey öğretiyordu.

En çok da sevgiyle ilgili şeyler.

Babam her zaman küçük prens gibi olduğumu söylerdi.

Ama Adam^la tanıştıktan sonra başından beri pilot olduğumu anladım.^

Adam’ın, babasının cenazesinden sonra eve geldiğinde yaptığı ilk iş buzdolabının üstünde duran programdan babasının adını silmek olmuştur. Bu programda günlük hayatlarını sürdürmek için gerekli günlük işler yazılıdır. Adam’ın işleri ve babanın işleri ayrılmıştır. Ama artık baba yoktur. Adam tek başına kendine ait olan kısmı gerçekleştirerek yaşamaya başlar. Buzlukta bir dizi halinde duran fırın makarna kutuları azalır, dolaptaki temiz giysiler eksilir. Sonunda Adam bu işlerin altından babasının ismini silse de işlerin varlıklarını sürdürdüğünü kabul etmek durumunda kalarak apartmanın çamaşırhanesine iner ve üst katına taşınan Beth ile tanışır.

Beth için Adam sevimlidir. İlginçtir. Aynı zamanda tuhaftır. Beth elinde sürükleyerek taşıdığı market arabasıyla merdivenin başında göründüğünde Adam koşarak yardıma gelmemiş hatta Beth’in selamına cevap vermek yerine uzayla ilgili yeni haberlerden söz etmeye başlamıştır. Merdiven başı konuşmadan sonra Beth elindeki arabaya dikkat çekmesine rağmen Adam yerinden kıpırdamadan uzaya dalmaya devam etmiştir.

Adam Beth’e sevimli görünmektedir. Ancak bir farklılık olduğu da açıktır. Adam Beth’e uygunsuz bir soru sorduktan sonra işleri kendisi için zorlaştıran bir sorunu olduğunu, bu soruna Asperger Sendromu dendiğini söyler. Yani insanların ne düşündüklerini anlamıyorum. İnsanların benimle aynı şeyi yaşadıklarını sanıyorum. İnsanlara ne düşündüklerini, ne istediklerini sormayı öğrenmeliyim.Söyledikleri şeyle kast ettikleri şey farklıysa anlamıyorum. Çünkü ben söyledikleri şeyi söyledikleri şekilde anlıyorum.

Şimdi açıktır Adam’ın neden market arabasının taşınmasına yardım etmediği..Merhaba demeden önce uzaydan bahsedişi. Uzay hakkında bir şeyler bilmek isterdim diyen herkese uzay hakkında bildiği tüm karmaşık kuramlardan söz edişi. Sekizde kapı çalınacak dendiyse sekize yaklaştığında saat kaygılı bekleyişini.. Buzluktaki fırın makarnaları. Burada ne yapıyorsun diye sorulduğunda insanları izliyorum cevabını. Karşılaştığı hemen herkese uzaydan söz etmesini. Kendisi ne kadar büyük ilgi duyuyorsa diğerinin ilgisizliğinin o kadar farkında olmayışını.

Beth’in kırılmış bir kalbi vardır. Kalbinin onarılması için zamana ihtiyacı. Sadece kendisinin kendisine sunabileceği bir zamana değil. Birinin elini uzatmasına da. Ama bu elin sahibi ona zaman tanımayı da bilmelidir. Elinde kocaman bir market arabasıyla geldiğinde o arabayı taşımasına yardım edecek belki de onun yerine taşıyabilecek bir erkeğe. İşler yolunda gitmediğinde duymak istediklerini söyleyerek onu bir parça gerçekten uzaklaştıracak birine.

Beth hemen herkes gibi sadece nazik olmak adına istemediklerini yapabilen biridir. Bebeğimizin videosunu görmek ister misiniz? dediklerinde Adam gibi hiç merak duymasa da hayır demeyi göze alamaz. İnsanlarla kurulan ilişkilerin büyük kısmı nezaket adına kurulan yalanlara bağlıdır. Adam’ın arkadaşı; insanların sürekli yalan söyleyenlerle arada beyaz yalan söyleyenlerin farkına varmaya çalıştığını söylemiştir. Beth’in hayatında beyaz yalanlar vardır ve bu yalanlara duyulan ihtiyaç. Herkes dürüstlükten, açılıktan dem vursa da kimse salt gerçekle yüzleşmeye cesaret gösteremez. Adam tek bu nedenle bile bu dünyanın dışında kalmaya mahkumdur.

Filmin sonunda Adam ile Beth’in ilişkileri yol ayrımına geldiğinde; Adam’a sorar Beth “neden seninle gelmemi istiyorsun?” .. Adam’ın yanıtında Beth’e pratik hayatında duyduğu ihtiyaç apaçık gözler önüne serilmiştir. Sadece “seni seviyorum” deseydi o yola birlikte çıkabilirlerdi belki de. Ama duyduğu ihtiyacı sevgi sözcükleri arkasına saklamayı bilmediği için o yola yalnız çıkacaktır Adam. Oysa birliktelikler de var olanı değiştirerek söyleyebilme yeteneği kazanan insanlar kazanmaktadır.