18 Ağustos 2008 Pazartesi

kahverengi


2001

...
Bugün ruhumun değiştiğini hissettim o dört duvar arasındayken senle ve aslında hiç bir mekana ve zamana ait değilken... gözlerin gözlerime hiç çarpmamıştı.. bir kere bile... bakardın ama benim gözümün ardına... bakışlarını görmeme hiç izin vermemiştin daha önce.senin oyununa beni kabul etmemiştin.. işte bugün ilk kez senin bahçene kabul edilişimi yaşattın bana.. belki de tüm bunlar benim yanılsamalarımdan ibaret.. belki de seni bir daha gördüğümde yine o duvarı dikeceksin karşıma.. ama yine de bir kez de olsa bunu yaşamam önemliydi. anlaşılmaz senin İçin bunu hissediyorum.. ama insanoğlu işte.. alışkanlıklarımız, beklentilerimiz..sıyrılamıyoruz bir türlü..sıyrılamıyorum bir türlü...Bugünün farklılığı elimi tutuşundan belliydi.. ah kaç kere mücadelesini vermiştim seni o merdivenlerden çıkarmanın.. elinde kalan tutam tutam saçlarım..merdivende inatla tüm ağırlığını basamaklara bırakan sen..bir yanın yılmış bir yanın savunmada.. saç çekişlerin elini ısırışların.. bir keresinde elimi ısıracağını bile bile sakınmadım. o acıyı ben de hissetmek istedim.. ısırdın da., tuhaftı, hiç acımadı...Elimi tuttun ve gittik her şeyin değişeceğini hissetmeden.. en azından ben bilemedim o an bunu..Karşıma oturdun da kabullenmedin bir türlü.. habire kucağıma oturmaya çalışan sen. Bense bir yandan bunun keyfinde bir yandan insancıl kaygılarım, salyalarla yapış yapış olan saçlarım ve her an bu ıslak saçları asılmaya hazır ellerinin korkusu...Sen benimle top oynadın bugün..bir yıl oldu ve sen topu ilk kez bana attın.. ve elimi tutup hiç bir yere el atmadan , eline aldığını önce ağzına sokmadan , yerine koymanı İstediğimi inatlaşmadan yerine koyarak... ve bir yıldır İlk kez dirseğinden kolunu kaldırıp el sallamanı istediğimde elini hareket ettirdin... Ruhuma değdin..ruhumu değdirdin.. ve ben şaşkınlığımla sevinç nidalarım karışmış halde gözlerimdeki pırıltıyı gördüm senin gözlerinde. gördüm de gün boyu atamadım, .önüme gelene engelleyemeden (senin gibi) ağzımı yaymış olarak yanlara doğru baktım..insanlarla konuştum senden farklı...içimdeki mutluluğun sınırlarını fark edemeyeceklerini bile bile..Çocuğum beni bağışla demeden de edemedim sana...yaşantımızı serdim diye gözler önüne...

Hiç yorum yok: