10 Mart 2013 Pazar

HOLLANDA’YA HOŞGELDİNİZ!!!


HOLLANDA’YA HOŞGELDİNİZ!!!


Çocuk sahibi olmayı düşünmek, düşlenen bir İtalya seyahatini planlamak gibidir. İtalya hakkında kitaplar satın alır ve şahane planlar yaparsınız. Kolesium, Michelangelo, Pisa Kulesi ve Venedik’teki gondollar... İtalyanca konuşmaya bile başlarsınız. Her şey size çok heyecanlı gelir.

Büyük bir sevinç, heyecan ve sabırsı
zlıkla beklediğiniz gün gelir. Bavullarınızı hazırlar ve yola çıkarsınız.

Saatler sonra uçağınız iner. Hostesiniz size “Hollanda’ya Hoşgeldiniz” der.

“Hollanda” diye yarı hıçkırıklı bir ses çıkar ağzınızdan.

“Ne Demek İstiyorsun? Ben İtalya’ya Gideceğimi Söylemiştim!”

“Ben İtalya’da İneceğim”

“Hayatım Boyunca Ben İtalya’ya Seyahati Düşledim!”

Fakat bir uçuş hatası yüzünden uçak Hollanda’ya inmiştir ve burada kalmak zorundasınızdır.

Burada unutulmaması gereken şey geldiğiniz yerin korkunç ya da açlık ve hastalığın olduğu bir yer değil, sadece ve sadece değişik bir yer olduğudur.

Şimdi tekrar alışverişe çıkıp, yeni kitaplar alıp, yeni bir dil öğrenmeli ve daha önce hiç karşılaşmadığınız insanlarla karşılaşmalısınız.

Dediğim gibi sadece değişik bir yer. İtalya’dan daha ağır giden bir yaşam temposu var ve daha az şaşalı. Ama bir süre sonra kendinize gelip de etrafınıza baktığınız zaman Hollanda’nın yel değirmenlerini, lalelerini hatta Rembrant’ı bile fark edersiniz.

Ancak tanıdığınız herkes kendi İtalya seyahatleri ile öyle meşgullerdir ki hep İtalya’ya olan şahane seyahatlerinden bahsederler.

Belki de arada sırada kendi kendinize şöyle dersiniz: “Ben de Oraya Gidecektim. Ben de İtalya’ya Seyahati Planlamıştım”

Şu var ki; İtalya’ya gidememiş olmak üzerinde bütün hayatınızı harcarsanız, Hollanda’nın çok özel ve harika özelliklerini değerlendirip, keyfine varamazsınız.



Emily Pearl KINGSLEY

Hiç yorum yok: